Doğu’nun yüksek platosunda, gökyüzüne biraz daha yakın duran bir şehir var: Erzurum. Karın sadece bir mevsim değil, bir kimlik olduğu; soğuğun sadece bir hava durumu değil, insan ruhunu bileyleyen bir deneyim sayıldığı bu şehir, 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’ndan 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’ne, ulusal ve uluslararası sayısız organizasyona ev sahipliği yaparak adını kış sporları tarihine yazdırdı.
Bu güçlü mirasın üzerine 2025 yılı için Avrupa Kış Sporları Başkenti unvanını da ekleyen Erzurum, 2026’da düzenlenecek kış sporları festivalleriyle adeta ikinci bir zirveye hazırlanıyor.[8]
Bu yazı, hayali bir takvimden çok daha fazlası: Erzurum 2026 Kış Sporları Festivali’ni, kentin altyapısını, ruhunu, tarihini ve geleceğe uzanan vizyonunu bir arada okuyan, kışın felsefesini arayan bir yolculuk daveti…
Erzurum’un Kışla Yazılmış Kaderi
Erzurum, Türkiye’nin kış turizmi haritasında artık sadece bir durak değil, başlı başına bir kış başkenti olarak anılıyor. Bu unvan rastlantı değil; onlarca yılın planlaması, yatırımı ve spor kültürüyle örülmüş bir sürecin sonucu.[1][2]
Palandöken Dağları’nın kuzey eteklerinde tasarlanan Kış Sporları ve Turizm Master Planı, 1990’lı yıllardan itibaren kenti sistematik biçimde bir kış sporları üssüne dönüştürdü. Projede belirlenen üç ana alan – Erzurum Boğazı (Palandöken), Gez Yaylası ve Konaklı – bugün dünya standartlarında pistlere, otellere ve teknik altyapıya sahip birer çekim noktası.[2]
Bu uzun vadeli bakış sayesinde Erzurum’da:
- Her yıl yaklaşık 150 gün kayak yapılabiliyor,[2]
- Kar kalınlığı ortalama 2 metreye ulaşıyor,[2]
- Kasım ortasından Nisan sonuna uzanan uzun bir kayak sezonu yaşanıyor,[1][2]
- Toz kar kalitesi, pek çok Avrupa merkeziyle yarışıyor.[1][2]
Tüm bunlar, 2026’da planlanan veya hayal edilen her türlü kış sporları festivali için sadece bir fon değil, aynı zamanda güçlü bir sahne sunuyor.
Palandöken: Karın Felsefesi, Pistin Şiiri
Ejder’in Gölgesinde Bir Festival
Erzurum’un güneyinde, 3.176 metreye yükselen Palandöken Dağı, hem kentin hem de Türkiye’nin kış sporları hafızasında ayrı bir yere sahip.[1] Burada kar sadece yere düşmez; insanın içine de düşer. Zirveden aşağıya bakarken, pistler birer çizgi olmaktan çıkar, bir tür yaşama eğrisine dönüşür.
Palandöken Kayak Merkezi’nin sayıları bile, Erzurum 2026 atmosferini düşlerken güçlü bir çerçeve sunuyor:
- Kayak yapılabilen rakım aralığı: 2.000 – 3.176 metre,[1]
- Toplam pist sayısı: 7 kolay, 8 orta, profesyoneller için zor pistler ve 4 doğal pist,[1]
- Aynı anda yaklaşık 12.000 kayakçıya hizmet verebilen kapasite,[1]
- 10 telesiyej, 1 teleski, 2 baby lift ve 1 gondol lift ile modern mekanik tesisler,[1]
- Gondol lift ile 1000 metrelik tırmanışla ulaşılan Ejder Tepesi,[1]
- Uluslararası Kayak Federasyonu (FIS) tarafından tescilli iki olimpik pist: Ejder ve Kapıkaya (Slalom ve Büyük Slalom).[2]
2026’da düzenlenmesi öngörülen bir kış sporları festivali için Palandöken, hem yarışma pistleri hem de seyir terasları ile doğal bir amfi tiyatro gibi işlev görebilir. Karın üstünde hızla süzülen kayakçı, arkada yükselen beyaz zirve ve kent ışıklarının geceye sızan parıltısı… Hepsi, bir spor etkinliğini aşan, neredeyse sinematografik bir sahne yaratır.
Konaklı ve Gez Yaylası: Sessizliğin ve Hızın İki Yüzü
Konaklı ve Gez Yaylası, Erzurum’un kış sporları master planında ikinci ve üçüncü eksenler olarak belirlendi.[2] Bu bölgeler, daha az kalabalık, daha dingin ve kendine özgü spor deneyimleri arayanlar için ayrı bir dünya sunuyor.
- Konaklı Kayak Merkezi: Daha geniş alanlara yayılmış pistleriyle, 2026’da planlanacak festivalin belki de antrenman kampları, genç sporcu kampları ve amatör yarışları için ideal bir mekân olabilir.
- Gez Yaylası: Daha yalın, daha az müdahale görmüş doğasıyla, kış trekkingi, tur kayağı ve fotoğraf sanatçıları için bir sessizlik galerisi gibidir.[2]
Bir festival düşünün: Palandöken’in ışığı ve kalabalığı, Konaklı’nın düzenli temposu, Gez Yaylası’nın dingin nefesi… Üçü birleştiğinde, ortaya yalnızca bir spor takvimi değil, bütüncül bir kış deneyimi haritası çıkar.
Erzurum’un Kış Altyapısı: Bir Festivali Taşıyacak Omurga
2011’den 2017’ye, Oradan 2026’ya Uzanan Yol
Erzurum’un 2026’da büyük ölçekli bir kış sporları festivaline hazır oluşunu anlamak için, kentin geride bıraktığı kilometre taşlarına bakmak gerekir:
- 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları (Universiade): Kent, biatlon, kayaklı koşu, alp disiplini, atlama kuleleri, curling ve buz sporları için dünya standartlarında tesisler kazanarak uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti.[1][2]
- 2012 Avrupa Curling Şampiyonası, 2012 FIS Gençler Snowboard Şampiyonası, 2013 Short Track Dünya Gençler Şampiyonası, 2014 Short Track Dünya Kupası Finali, 2015 Avrupa Gençlik Olimpik Festivali (EYOF) hazırlıkları gibi pek çok organizasyon, bu altyapının düzenli olarak kullanıldığını gösterdi.[2]
- 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF): Avrupa Olimpiyat Komiteleri himayesinde düzenlenen ve genç sporcular için en önemli kış etkinliklerinden biri olan bu festival, Erzurum’un organizasyon kapasitesini bir kez daha kanıtladı.[4][5]
- 2025 Avrupa Kış Sporları Başkenti unvanı: ACES Europe tarafından verilen bu unvan, Erzurum’un sadece tesisleriyle değil, dört mevsime yayılan spor vizyonuyla da öne çıktığını gösteriyor.[8]
Bu kronoloji, 2026’da düzenlenecek bir kış sporları festivalinin, boşlukta tasarlanmış bir fikir değil, yıllara yayılan bir sürecin doğal uzantısı olacağını fısıldıyor.
Kandilli Kuzey Disiplini Kayak Merkezi ve Atlama Kuleleri
Kandilli Kuzey Disiplini Kayak Merkezi, şehir merkezine yaklaşık 36 km uzaklıkta, 160 hektarlık bir alana kurulmuş durumda.[1] Burası, 2011’de biatlon ve kayaklı koşu müsabakalarına ev sahipliği yaptı.[1] Rakımın 1.713 – 1.767 metre arasında değiştiği bu merkez, dört mevsim kullanım imkânıyla 2026’da tasarlanacak festivalin dayanıklılık sporları ayağını taşıyabilecek kapasitede.[1]
Atlama Kuleleri, Palandöken Kayak Merkezi’nin kuzeyinde, Erzurum-Çat yolu üzerindeki Kiremitliktepe’de, hilal şeklindeki mimarisiyle şehrin kış sporları simgelerinden biri.[1] 2011 Universiade için sembol bir tesis olarak inşa edilen bu kuleler, yalnızca spor değil, kent siluetine işlenmiş bir mimari jest gibidir.
2026’da gerçekleşecek bir festivalde, atlama kuleleri yalnızca yarışlara değil, ışık gösterileri, açılış seremonileri, fotoğraf sergileri gibi sanatsal etkinliklere de ev sahipliği yapabilir. Böylece spor ile sanat, beton ve kar, yükseklik ve boşluk birbirine karışır.
Curling Arena ve Buz Sporları Tesisleri
Erzurum’daki Curling Arena, 2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunları için 2010 yılında inşa edildi.[1] Beş yarışma alanına ve yaklaşık bin kişilik oturma kapasitesine sahip bu tesis, soyunma, dinlenme, medikal, doping kontrol ve teknik odalarıyla tam teşekküllü bir buz sporları kompleksi niteliğinde.[1][2]
2026 kış sporları festivali kapsamında bu arena;
- Uluslararası curling turnuvaları,
- Gençler ve çocuklar için tanıtım ve deneyim seansları,
- Halk için “ilk kez curling deniyorum” atölyeleri
ile bir buz üstü buluşma alanına dönüşebilir.
Festivalin Ruhu: Sadece Spor Değil, Bir Kış Kültürü
Erzurum 2026: Hayali Bir Programın İzinde
Resmî takvimler henüz tam şekillenmemiş olsa da, Erzurum’un kış altyapısı ve geçmiş organizasyonları temel alındığında, 2026 için tasavvur edilebilecek bir kış sporları festivali yaklaşık şöyle bir omurgaya sahip olabilir (bu bölüm geleceğe dönük bir öngörü ve kurgudur):
- Açılış Seremonisi: Atlama Kuleleri çevresinde, ışık ve ses gösterileri, yerel halk oyunları, beyaz zemine yansıtılan projeksiyonlarla Erzurum’un kış tarihi anlatısı.
- Alp Disiplini Yarışları: Palandöken’de Ejder ve Kapıkaya pistlerinde ulusal ve uluslararası düzeyde yarışmalar.
- Snowboard ve Serbest Stil Gösterileri: Genç sporcuların enerjisini yansıtan, müzik ve ışıkla desteklenen akşam etkinlikleri.
- Kuzey Disiplini ve Biatlon: Kandilli’de uzun parkur yarışları, dayanıklılık temalı bir “kar maratonu”.
- Curling Turnuvaları: Profesyonel maçların yanında, amatör takımlar ve karma gruplarla festival ruhunu güçlendiren karşılaşmalar.
- Kent İçi Kış Etkinlikleri: Merkezde buz heykel sergileri, kar sanatı atölyeleri, sokak performansları, sıcak çorba ve cağ kebabı kokusunun karla karıştığı alanlar.
2012 yılında düzenlenen bir kış festivalinde, kent merkezinde kar olmaması sebebiyle bazı etkinliklerin iptal edildiğini hatırlarsak,[6] 2026 için kurgulanacak festivalin, iklim değişikliğini de hesaba katan esnek bir programla tasarlanması gerektiği ortaya çıkar: Merkezde kar olmasa bile, Palandöken ve Kandilli gibi yüksek irtifa alanlarıyla şehrin “beyaz garantisi” halen devam etmektedir.
Sporun Ötesinde: Mimari, Sanat ve Kış Estetiği
Erzurum’un kış festivali, yalnızca yarışmaların takvimiyle tanımlanmamalı. Bu şehir, mimarisi, tarihi ve sanatsal dokusuyla da karla ayrı bir diyalog kurar.
- Çifte Minareli Medrese, kar altında gotik bir rüya gibi yükselir; taşın ve buzun kontrastı, fotoğraf sanatçıları için bulunmaz bir kadrajdır.
- Üç Kümbetler, kış güneşinin alçak açısıyla vurulduğunda, gölgeleriyle birlikte adeta bir zaman çizelgesine dönüşür.
- Erzurum Kalesi, şehre tepeden bakan bir gözcü gibi, festivalin gürültüsünü ve sessizliğini aynı anda izler.
Bir kış sporları festivali, bu yapılara dokunmadan eksik kalır; çünkü Erzurum’da kış, sadece dağlarda değil; taşta, kemerde, avluda, çarşının ahşap kepenklerinde de yaşanır.
Erzurum’da Kışta Var Olmanın Felsefesi
Soğuğun Öğrettiği Şeyler
Erzurum’un kış sporları festivali, bir yanıyla da insanın kendisiyle ilişkisini yeniden kurduğu bir deneyimdir. Soğuk, teması sert; ama öğretişi derin bir elementtir. Burada:
- Rüzgâra karşı yürümek, sadece bedensel bir mücadele değil, içsel bir sabır egzersizidir.
- Uzayan geceler, kısalan gölgeler, güneşin düşük açılı yolculuğu, insana zamanın başka türlü akabileceğini hatırlatır.
- Kayak pistinde düşüp yeniden kalkmak, kışın en yalın metaforu olur: düşmek doğaldır, kalkmak sanattır.
Dolayısıyla Erzurum 2026 Kış Sporları Festivali’ni düşünürken, yalnızca etkinlik programına değil, bu kentin soğukla kurduğu kadim ilişkiye de bakmak gerekir. Çünkü burada buz, sadece zemini değil, bakışı da cilalar.
Şehir, Sporcu ve Seyirci Arasındaki Konuşma
Bir festival, yalnızca sporcu ve seyirciden ibaret olmaz; şehrin kendisi de sürecin üçüncü aktörüdür. Erzurum, 2011’den beri kazandığı deneyimle, bu üçlü konuşmanın ritmini iyi bilir:[2][5]
- Sporcu için: Yüksek irtifa, kaliteli kar, uzun sezon ve modern tesisler,[1][2]
- Seyirci için: Kolay ulaşılabilen pistler, şehre yakın kayak merkezleri, hastanelere yakınlık,[1]
- Şehir için: Tanınırlık, turizm geliri, kültürel etkileşim ve gençler için ilham kaynağı.
Bu üç akış birleştiğinde, 2026’da gerçekleşecek her türlü organizasyon, yalnızca bir takvim unsuru olmaktan çıkar, Erzurum’un kendini yeniden anlatma biçimine dönüşür.
Pratik Gözlemler: Bir Seyyahın Erzurum 2026 Notları
Ne Zaman Gitmeli?
Erzurum’da kar yağışı genellikle Ekim – Kasım aylarında kendini göstermeye başlar; kayak mevsimi Kasım’dan Nisan sonuna kadar sürer.[1] Palandöken’de yılda ortalama 150 gün kayak yapılabildiği düşünülürse,[2] 2026 kış sporları festivali için ideal zaman dilimi, Ocak ortasından Mart ortasına uzanan dönem olacaktır. Bu aralık:
- Kar kalınlığının ideal düzeye ulaştığı,
- Güneşli gün sayısının arttığı,[2]
- Hem profesyonel yarışlar hem de amatör etkinlikler için uygun koşulların sağlandığı
bir zaman penceresidir.
Festivalde Bir Gün: Hayali Bir Rota
Sabah, gondol lift ile Ejder Tepesi’ne çıkarsınız.[1] Şehir, aşağıda, sis ve ışık arasında titreyen küçük bir mozaik gibi görünür. Bir fincan sıcak çay, ince bir rüzgâr, yüzünüze çarpan kar kokusu. Sonra pist: Eğimin başladığı yerde, bir anlık duraksama – hayatın tüm hızının, tek bir nefese sığdığı o an.
Öğleden sonra Curling Arenaya inersiniz.[1] Buz üstünde süzülen taşların sesi, konsantrasyon içindeki sporcuların beden dili, tribünlerdeki fısıltılar… Burası, hızın değil, stratejinin ve sabrın sanatı.
Akşam, şehir merkezine dönersiniz. Belki bir kış sergisi, belki atlama kulelerinin siluetine karşı kurulan sahnede bir konser. Çifte Minareli Medrese’nin önünde durup taş süslemelere bakarsınız; kar, yüzyıllık motiflerin üzerine usulca konar. O an, sporun ve sanatın, karın ve taşın aynı cümlede buluştuğunu hissedersiniz.
Geleceğe Dair: Erzurum’un Beyaz Rüyası Uzadıkça
Erzurum 2026 Kış Sporları Festivali, adı resmîleşsin ya da yalnızca bir vizyon olarak kalsın, aslında bir süreklilik hikâyesinin parçası. 2011’den bugüne uzanan yatırımlar, 2017’nin gençlik coşkusu, 2025’in Avrupa Kış Sporları Başkenti unvanı ve bundan sonraki yıllar…[2][8]
Bu şehir, her kış yeniden yazılan bir şiir gibi. Her festival, bu şiirin bir dizesi. Palandöken’in zirvesinden bakınca, görülen yalnızca bugünün pisti değil; geleceğin çizgileri, bir sonraki neslin kayacağı kar, henüz adı konmamış organizasyonların gölgeleri.
Erzurum’da kış, bir mevsim değil; bir hafıza biçimi. 2026’da düzenlenecek her kış sporları festivali, bu hafızaya yeni bir katman ekleyecek. Kar erir; ama izleri kalır. Erzurum’un pistlerinde, meydanlarında, kulelerinde; bir de yolu oradan geçen her seyyahın, her sporcunun, her çocuğun kalbinde…
Kaynakça
- [1] T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, “Kış Turizmi – Erzurum ve Palandöken Kayak Merkezi”
- [2] KUDAKA – Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı, “Erzurum Kış Turizmi Değerlendirme Raporu”
- [3] Atatürk Üniversitesi, Murat Küçükuğurlu & Bayram Ali Sivaz, “Erzurum Kış Sporları Tarihi 1915–2011” (atıf geçen akademik metin)
- [4] Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), “Erzurum 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF)”
- [5] Anadolu Ajansı, “Erzurum’da Dünya Okullar Arası Kış Oyunları Heyecanı Yaşanıyor”
- [6] Yeni Şafak, “Erzurum’da Karsız Kış Festivali” haberi
- [7] Haberler.com, “Erzurum Kış Sporları Festivali” başlıklı yerel haber (öğrencilerin kar heykelleri ve kış etkinlikleri)
- [8] Erzurum Valiliği, “Erzurum, 2025 Yılı Avrupa Kış Sporları Başkenti İlan Edildi” duyurusu
- [9] TRT Türk, “Tesisleriyle zirvede dört mevsim sporcu ağırlayan şehir: Erzurum” haberi
